20 Mayıs 2012 Pazar

VATAN ŞİİRLERİ


Vatan Vatan Vatan
Vatan vatan vatan
Kalbimdir küt küt atan
Herkese nasip eyle
Cennet bir vatan böyle

Vatan vatan vatan
Gönlümdür küt küt atan
Bir vatanın var ise
Şükret askere polise

Vatan vatan vatan
Varlığın içimi kaynatan
Uzaklarda olsam da
Kalbimdir senin için atan

Vatan vatan vatan
Çok emek verdi atan
Aç susuz gezdi ama savaş kazandı
Minnet duyman gereken toprak altında yatan

Vatan vatan vatan
Bir sürü insan var seni anlatan
Şimdiye dek yazmadıysan vatan için tek cümle
Bence bu senin hatan

(09/01/2007 HAN DANCA)
 
Han Danca
Ah Vatan Ah Vatan
Insan gurbette, yurtan ayrı kalınca
Özlemini çeker, Ah vatan, Ah vatan
Bülbül kafese konulmuş, yıllar boyunca
Salınca feryadı, Ah vatan, Ah vatan

Yad eller yurt olmaz, ömür boyunca
Gurbet ellerde, ezan sesi duyunca
Birde yar hasretiyle kavrulunca
Yüreğim daralır, Ah vatan, Ah vatan

Vatan hasreti çok, çekmeyenler bilmez
Gönül kör olunca, gözler hiç görmez
Hayat çok fani, gidenler dönmez
Gidenlerin feryadı, Ah vatan, Ah vatan

Bize ne oldu bak, bugün ne haldeyiz
Düşman elinde oyuncak, zehir dildeyiz
Böyle devam ederse, inan yarını görmeyiz
Uyanmak aşkına, Ah vatan, Ah vatan

Şebap der, bu uyku yetmedimi
Yüzümüze gülenler, ihanet etmedimi
Vatan uğruna, birlikterlik etmedikmi
Haykırmak gelir içimden, Ah vatan, Ah vatan
01.09.2006
 
Şebap Teker
HER ŞEY VATAN İÇİn
HER
ŞEY VATAN
İÇİN

sayıldım, vatan için
soyuldum, vatan için
kovuldum, vatan için
fişlendim, vatan için
dövüldüm, vatan için
kul köle oldum, vatan için
vatanı sevda bildim
hizmeti kutsal, vatan için
sayın olamadım vatan için

kan emmedim, vatan için
kurşuna dizmedim
kurşun nedir bilmezleri
vatan için
kurşun sıkanlar
sayın oldular vatan için
ben sayın olamadım vatan için


en kıraç
toprakları süsledim
en olmadık
mavi düşlerde
bülbül sesinde coştum
kaval sesinde depreşti dertlerim
kış günleri;
sokak çocuklarında üşüdü yüreğim
her şehitte dondu göz yaşlarım
her göçükte, can verdi bedenim
fişlendim, kara listede anıldı adım
Sayın olamadım vatan için

itildim kakıldım öz yurdumda, horlandım
sayan soyan, kurşun sıkan, satan sayın oldu
sayıldı sayınlar arasında
ben vatana sacayağı, vatan için

sen harç parası yatıran öğrenci
sen ne yaptın vatan için ne
okumak için işkal ettin üniversitesini
bir de ‘’harçlar düşürülsün yatırayım’’ dersin uluorta
sen dayaklıksın, seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıca
vatan can ister, canlı canlı, kaç can sundun vatan bağrına
kaç kurşun sıktın, kaç nara atın; ‘’Her şey vatan için’’
seni eli kelepçelenesice, zindana tıkılasıca
sen daha toysun, otur oturduğun yerde
sayınlar sayar seni, sayınlar fişler seni
daha da diretirsen kurban ediverirler seni vatana
‘’Her şey vatan için’’ bir de ‘’vatan sağ olsun’’ deniliverir ardından

sen duyma vatan bunları
vatan dedikleri malum…

vatan uğrakları, vatan sığınakları

İbrahim ŞAHİN
Bir Vatan İstedim
Bir vatan yaz bana içinde umutlar
Bir vatan yaz bana gönlünde herkes var
Bir vatan yaz bana gölgeleri dar
Bir vatan yaz bana ne sağ ne sol var

Bir vatan çiz bana bayrak toprak var
Bir vatan çiz bana içinde güller var
Bir vatan çiz bana gücünde iman var
Bir vatan çiz bana ağlayan yok gülen var

Bir vatan istedim gök mavi yer yeşil
Bir vatan istedim uğrunda eğil
Bir vatan istedim dertleri çok değil
Bir vatan istedim haline yok meyil

Bir vatan düşlerim başımda ana
Bir vatan düşlerim doludan yana
Bir vatan düşlerim ona can feda
Adı Anadolu herkese duyula
 
Hayati Çavdar
Vatan
Yok etseler benliğimi
Yine vatan derim, vatan
Alsalar başu, serimi
Yine vatan derim, vatan

Vatan gönlümde, bir sevgi
Vatan gönlümde, bir rengi
Vatanı büremem bulutla cengi
Yine vatan derim, vatan

Yalan değildir, sözüm
Alıntı değildir, özüm
Kör olsa, iki gözüm
Yine vatan derim, vatan

İsterse hakkımda, işlem yapsınlar
İsterse alıp, içeri tıksınlar
İsterse dar ağacı kurup, beni assınlar
Yine vatan derim, vatan

Dertlenip derya olsam
Ağlayıp mecnun olsam
Garip Şebap çöle konsam
Yine vatan derim, vatan

29.07.1976
 
Şebap Teker
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor
İhanet şebekeleri yurtta işliyor
Düşman sinsi,sinsi toprak alıyor
Vatanı da yavaş, yavaş bölüyor
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Patrik hane olmuş kendi başına buyruk
Vatanı kardeşim ne hallere koyduk
Haini.insan hakları savunucusu yaptık
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor


Avrupa birliği diye birlikten olduk
İMF’ ye borçlandık batağa battık
Özelleştirme adına fabrika sattık
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor


Özelleştirdik stratejik kuruluşları
Millete anlatmadık hileli oyunları
Yok fiyatına sattık kâr eden kurumları
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor


Bak Kıbrıs hangi şartta,nasıl sattılar
Zafer diye millete de nutuk attılar
Girit adasını da yunana böyle sattılar
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Haran ovası Şanlıurfa şehri talan edilmiş
Tarlalar bir, bir Yahudi’ye satılmış
Güney doğu Siyonistlerce işgal edilmiş
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

İsrail gözünü dikmiş arzı mevduda
Dava amacı,işgal etmek,Fırat’tan Nil’e
Hainlerle düşman el ele, kol kola
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor


Alanya sanki olmuş Alman kazası
Didim olmuş tamamen İngiliz yeri
Satıyor şehit kanı ile sulanmış yeri
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Trabzon da Rumlar oyun peşinde
Patrikhane ihanetin başında
Vatikan gibi bir devlet peşinde
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor


Van’da ermeni toprak satın alıyor
Erzurum’da yerli satılmış alet oluyor
Ağrı dağına kahpe ermeni sahip çıkıyor
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Vatan severleri bir zaman hain ettiler.
Veli olan ulu Hakanı kızıl ettiler
Devlet kuruluşlarını bir, bir işgal ettiler
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Vatanı satmak için gizli, plan yaptı
Milletin evladını bir birine düşman etti
Sağ, sol diyip vatan evlatlarını vurdu
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Köhne kiliseler, tarih diye, onarılmakta
Haclılar bir araya gelinip, ayin yapılmakta
Yıkılmış, köhnemiş Bizans hortlatılmakta
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Yaşar emmiler,Fatma bacılar,Ali dayılar
Sütçü İmam,Bizans’ı dize getiren Battal gaziler
Türkün kadını,kara Fatma,Nene hatunlar
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Bu kutsal toprak için şehit düşen yiğitler
Vatanı bekleyen ey Mehmetçikler
Ey vatan bağrında yatan şehitler,evliyalar
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Bak vatan toprağı Karabağ kan ağlıyor
Kerkük. Musul kandaş elden gidiyor
Telaferde her gün katliam oluyor
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Uyan asil Türk milleti vatan elden gidiyor
Hainler haclılara durmadan toprak satıyor
Şehittim yattığı toprakta kemikleri sızlıyor
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Horasanereni yüksek sesle feryat etsene
Uyuyan Türk gençliğini uyandırsana
Vatanın her tarafına haber salsana
Uyan ehli vatan,Vatan elden gidiyor

Halil çolak Yenimahalle/Ankara 3.8.2005
 
Halil Çolak
Asmıyorlar 'O' haini
Asmıyorlar o sayını


Eller güldü ben ağladım
Deste deste dert bağladım
Yüreğimde kor dağladım
Vatan aşkı vatan aşkı

Birliğini dağıttılar
Hedef seçtim saptırdılar
Candan sevdim soğuttular
Vatan aşkı vatan aşkı

Uyuyanlar uyanmıyor
Millet cahil anlamıyor
Milli vicdan şahlanmıyor
Vatan aşkı vatan aşkı

Hain dolu sağı solu
Kalk ayağa Anadolu
Bir olmaktır aklın yolu
Vatan aşkı vatan aşkı

Kim döşüyor bu mayını
Besliyorlar “o” haini
Asmıyorlar şu haini
Vatan aşkı vatan aşkı

İmam dedik hatip dedik
Adam sandık tamam dedik
İyisinden nane yedik
Vatan aşkı vatan aşkı

Hacaloğlu soruşturur
Yürekleri buluşturur
Bülbül gibi konuşturur
Vatan aşkı vatan aşkı
 
İhsan Şahin
Canda vatan,yolda vatan,her şeyimdir vatan
canım da kurbandır böyle cennet vatana
damarda dolaşan kandan kıymetli vatan
vatan için vurulmuş anlından şehit yatana
altından,inciden benim için kıymetli vatan

nice genç canlar verildi bu kıymetli vatana
işte gördüğün bayrağın gölgesinde yatana
seven gönül erinin her zaman vatan dilinde
aşkta,şevkte kahramanların özünde vatan

vatan yüreğimin her zaman nabız atışında
vatan kilimlerin,halıların da genel nakışında
türkü söyleyerek akan nehirlerimin akışında
susuz toprağa hayat veren yağmurda vatan

vatan anamdır,vatan ekmeğim,suyum aşım
vatan kardaşım,dostum benim can yoldaşım
vatana helâl olsun damarda ki kırmızı kanım
canda vatan,yolda vatan,her şeyimdir vatan

Halil ÇOLAK 03.08.2009
ANKARA
 
Halil Çolak
Canim Vatanim Benim Vatanim
derdimi kimlere desem
Basim alip nere gitsem
Birdaha yurduma dönsem
Canim vatan benim vatan

Cileler cektim zamanla
sabretim sevkle imanla
yasadim daim gümanla
Canim vatan benim vatan

Vatanimin dört bucagi
Yanar tüter her ocagi
Canim annemin kucagi
Canim vatan benim vatan

Cakallar üredi cogaldi
Itler cogaldi ve havladi
Terör cigerim dagladi
Canim vatan benim vatan

Eskiyalar cikdilar daga
Zaman zaman iner baga
terör ulasti dört bucaga
Canim vatan benim vatan

Sehir sehir prostestolar
Cogaldi cete soyguncular
karisti yöneten bozguncular
Canim vatan benim vatan

Kürtler bizim insanimiz
Hem akraba hisimimiz
Farki yok bizden birimiz
Canim vatan benim vatan

Eskiyalar cesit cesit
Kimidomuz kimisi deit
Bas kaldirdi hercesit irk
Benim vatan canim vatan

yönetenler kendinden bezgin
Halkin cogu fakir azi zengin
Belli deyil mert namerdin
Benim vatan canim vatan

Aydinlarimiz hercesit safta
Zam olur hergün her hafta
Imamlar secdede mihrapda
Canim vatan benim vatan

Issizlik cogaldi onmilyonu asti
Tekel iscileri yandi tutusdi
Tük is merkezinde atesi yakti
Canim vatan benim vatan

kar edenFabrikalar satildi
Kürt acilimi gündeme katildi
Hakki hukuku rafa kaldirdi
Canim vatan benim vatan

Devletin malini soyan soyana
Yigit muhtac oldu kuru sogana
Devlet babadir simdide ana
Canim vatanim benim vatanim

Kürtcülük moda türkcülük yasak
Annelerin göz yaslari daima islak
Kürtler özgür oldu türklerde tutsak
Canim vatanim benim vatanim

Vatanin hale böyle tam otuz sene
Herzaman aglarsin biraz gül sene
Uyan türkoglu uyumak senin nene
Canim vatanim benim vatanim

Sait sezgin yazar vatan derdini
Namertler cogaldi arar merdini
Sevgiyle kucakla vatan ferdini
Canim vatanim benim vatanim

SAIT SEZGIN BERLIN
10 / 2 / 2010^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
 
Sait Sezgin
Önce Vatan
Önce Vatan Önce Vatan
Önce Vatan Diyecegiz
Vatanımızı Canımızdan
Çok Seveceğiz

Vatan bizim aşkımız
Ekmeğimiz aşımız
En kutsal varlığımız
Feda olsun canımız

Vatan kutsal emanet
Ona olmaz ihanet
Ölürüz yoluna vatanın
Namusumuz nihayet

Vatan bizim anamız
Vatan bizim babamız
Namusumuz ve şerefimiz
Onu korumak bizim
En kutsal vazifemiz

Vatan için ölürüz
Vatan için yaşarız
Önce Vatan Önce Vatan
Önce Vatan Diyecegiz

Vatanımızı Canımızdan
Çok Seveceğiz
 
Şeref Köşker
 

SEVGİLİ ŞİİRLERİ


Aşka Hasret
Ankara bizi bekler sevgili
Ankara bize hasret
İstanbul bizi özler sevgili
İstanbul bize hasret
Beni yüreğine hapset sevgili
Beni aşkına hapset

Yıldızlar bile bekler oldu
Yıldızlar bile hasret
Beni aşkınla hapset sevgili
Beni ruhuna hapset

Gözlerim gözlerine hasret sevgili
Yüreğimi yüreğine hapset
Bende hasret büyür sevgili
Gündüzüm gecem sana hasret
Beni hapset sevgili
Ömrüm aşkına hasret

İstanbul bize hasret sevgili
Ankara bize hasret
Beni Ankara'ya hapset sevgili
Ruhunu bana hapset

Dudaklarım öpüşlerine hasret sevgili
Sevdam yanışmana hasret
Beni evine hapset sevgili
Beni sevdana hapset

Ankara bizi bekler sevgili
İstanbul bizi özler
Aşkını bana hapset sevgili
Aşkımı sana hapset

Bu hasreti artık hapset sevgili
Ankara, İstanbul bize hasret
Bu hasreti artık hapset sevgili
Ankara, İstanbul aşka hasret
Ey sevgili
Ey sevgili gönül sana gider herdem fıtraten,
Ey sevgili o sensin gönül mülkünü titreten,

Ey sevgili şeref tahtını bana verensin,
Ey sevgili hu hasretinle yere serensin,

Ey sevgili şems yakmaz canın hak gölgesindedir,
Ey sevgili us ermez sırrı gör bilgesindedir

Ey sevgili bu gönül otağına nar koyan sensin,
Ey sevgili bin yakıp teni canı har koyan sensin,

Ey sevgili bu çile ki benden sana yol açan,
Ey sevgili bu gönül ki herdem acıyı seçen,

Ey sevgili sen bendesin bende ben oldun her dem,
Ey sevgili dil söylesin tek ruh tek baş tek beden,

Ey sevgili bu çilede gönül mülkü tarumar,
Ey sevgili hak çalabım serdaroğlu em umar

,
 
Hayri Arıkan (Serdaroğlu)
Olmalı..
Sevgili nefes olmalı
Dolmalı bütün bedenine
Hayat vermeli
Sevgili su gibi olmalı

İçince ferahlamalı
Sevgili düş olmalı
Olmadık hayallere dalmalı
Gülü bile rengarenk görmeli

Sevgili ruh olmalı
Girdimi yüreğine
Sarıp sarmalamalı
Sevgili yanında olmalı

Yemeğini yapmalı
Sevgili gözün olmalı
Sana gözü gibi bakmalı
Sevgili elin olmalı

Sıcacık ellerinden tutmalı
Sevgili ayağın olmalı
Sana koşmalı
Sevgili yastık olmalı

Göğsüne yaslanmalı
Sevgili aşk olmalı
Tazelenmeli her yeni güne
Sevgili dost,arkadaş,kardeş olmalı

Sevgili sadece senin olmalı
Senin benim olduğun gibi,
Yeşil gözlüm benim olmalı..

Sami Arlan..
 
Sami Arlan
Bir Sevgili İstiyorum
Ellerimi hep tutacak
Gözyaşımı kurutacak
Şu gönlümü avutacak
Bir sevgili istiyorum.

Gülünce güller açacak
Yalan dolandan kaçacak
Yuvama sevgi saçacak
Bir sevgili istiyorum.

Yüreğime kamp kuracak
Yıllara hesap soracak
Tam onikiden vuracak
Bir sevgili istiyorum.

Benim ile yaşlanacak
Şiirlerden hoşlanacak
Sevgim ile haşlanacak
Bir sevgili istiyorum.

Güvenimiz tam olacak
Benimle huzur bulacak
Ha şu kalbime dolacak
Bir sevgili istiyorum.

Dizinde olacak başım
Hem dostum hem arkadaşım
Sonuna kadar yoldaşım
Bir sevgili istiyorum.

Nefesi beni yakacak
Aşkı içime akacak
Kır çiçekleri kokacak
Bir sevgili istiyorum.

Hayat dolu sevgi dolu
Belimde olmalı kolu
Neşeyle almalı yolu
Bir sevgili istiyorum.

Saçımı okşasın eli
Şirin tatlı olsun dili
Azıcıkta ince beli
Bir sevgili istiyorum.

İyi günde kötü günde
Ne arkada nede önde
Hep yanımda aynı yönde
Bir sevgili istiyorum. 
 
Ozan Kıratlı
*Kapat gözlerini....
Bir gün gelecektir sevdiğin
Bakışı yakacak kirpiklerini
Aşk pırıltısı güneşinde
Uçacaksın pembeliklere
Bekle sevgili, gülecektir gamzelerin

Topraktan fışkıracak filizlerin
Kavuracak ateşi ellerinin
Enginlere açılan dualarında
Çağlayacaksın kokusuna sevginin
Bekle sevgili, bitecektir hasretlerin

Rüyalarında uyanacaksın apansız
Saçlarında sarmaşıkların
Vuslatın nur ışığında
Sevdaya sarılacak bedenin
Bekle sevgili,olacaktır dileklerin

Nefesin yanacak kalp atışlarında
Suskun kelimelerin şakıyacak
Günbatımlarında elele
Şaşkın telaşın ürpertisinde
Bekle sevgili, kavuşacaktır gözlerin

Maviliklerde bulacaksın tenini
Uçsuz bucaksız sevgiye
Kucak açmışlığın gölgesinde
Berrak sularda bulacaksın kendini
Bekle sevgili, yeşerecektir ümitlerin

Ömür boyunca, sızlatan özlemi
Sona erecek..gelecek sevgili
Bir tatlı düş saracak benliğini
O gün gelecek…şimdi kapat gözlerini
Bekle sevgili…yeniden doğacaktır yüreğin..
 
Selma İzcimen
Sevgili..
Ben gündüzleri sevmem sevgili
Uykuları kâbustur,meşguliyeti ağır
Seni benden alırlar

Ben saatleri sevmem sevgili
Yokluğunda ilerlemez
Sen varken çıldırırlar

Ben sözcükleri sevmem sevgili
Her konuyu anlatır
Seni anlatmakta aciz kalırlar

Ben şehrini sevmem sevgili
Yokluğun gelir aklıma
Aramızdaki mesafeleri hatırlatırlar

Ben giysilerini sevmem sevgili
İncilerini,küpeni,saatini sevmem
Onlar sarar sarmalar,beni kıskandırırlar

Ben grup vaktini sevmem sevgili
Renklerinde hüzün vardır ve devamında gece
Sensiz sabahlara uyandırırlar

Ben sevgilileri sevmem sevgili
Sana söylediğim sözcükleri çalar
Olmayan sevgilerde kullanırlar

Ben şarkıları sevmem sevgili
Şiirleri sevmem
Hüzün çöker,özlem basar,içimi sızlatırlar

Ben kırmızı gülleri sevmem sevgili
Son verdiğim gün,
Sevgiyle sarılışın gelir aklıma
Sensiz geçen günlerimi anımsatırlar

Tüm bunlar...evet tüm bunlar
Sen varsan anlamlı,seninle güzel
Sende hayat bulur,bana aşılar
 
Ferit Teksoy
Güle Güle Sevgili Dost
Personelin babasıydın
Düşünceli insaflıydın
İnsanların en hasıydın
Güle güle sevgili dost

Kalp kırmaz,gönül yıkmazdın
Haksızlığa dayanmazdın
Kimseyi alıp satmazdın
Güle güle sevgili dost

Kimseye kin tutmazdın
Maiyetin hep korurdun
İşten güçten yorulmazdın
Güle güle sevgili dost

Derdimizi paylaşırdın
Neş'emize katılırdın
Adaletli,vicdanlıydın
Güle güle sevgili dost

Herkesi sever sayardın
Yalnız haklıdan yanaydın
Kargaşaya set olurdun
Güle güle sevgili dost

Mütevazi olgun idin
Hoşgörü de pek cömerttin
Özünde sözünde merttin
Güle güle sevgili dost

Dostluğun güven verirdi
Çabuk kızar affederdin
Kimseye sitem etmezdin
Güle güle sevgili dost

Kimsesiz değil,yalnızdın
Güçlüklere aldırmazdın
Sözünden asla caymazdın
Güle güle sevgili dost

Herkese değer verirdin
Kimseye zarar vermezdin
İzinlerle oynamazdın
Güle güle sevgili dost

Disiplini çok severdin
Kimseye ödün vermezdin
Zorba değil,efendiydin
Güle güle sevgili dost

Herkesle dost,barışıktın
Sen dürüstlüğe aşıktın
Ne paspaldın,ne de şıktın
Güle güle sevgili dost

Ne saf melek,ne şeytandın
Adam gibi bir adamdın
Uzak bir diyara atandın
Güle güle sevgili dost

Köylü değil şehirliydin
İstikrarlı tutarlıydın
Görgülü hem medeniydin
Güle güle sevgili dost

Erken gelir geç giderdin
Kimseye minnet etmezdin
Dolmuşa binip inmezdin
Güle güle sevgili dost

Çiğ köfteye bayılırdın
Ayran içip ayılırdın
Kendine has bir insandın
Güle güle sevgili dost


Nihat Gülle
Şair ve yazar

BABA ŞİİRLERİ


Bir Babanın Dilinden
Baba olmak, dağ gibi
Baba olmak, gönlü saray gibi
Baba olmak, her derde şifa gibi
Baba olmak, bir rüya gibi

Baba olmak, değildir cismi
Baba olmak, değildir resmi
Duyulunca, evde ismi
Kucağına atlamal,ı çocukların her birisi

Baba rahmet
Baba merhamet
Baba aş, baba ekmek
Babaya düşer, çile çekmek

Baba koruyucu
Baba kollayıcı
Baba dert, baba acı
Baba tüm dertlerin tek ilacı

Baba huzur
Baba bereket
Baba eli nasırlı
B abanın kalbi yumuşak

01-07-2009
Güngör Celep
Babama Mektup
Yine bu gece de rüyamda gördüm
Tatlı tebessümünle seslendin baba
Dünya ahvalinden haberler verdim
Büsbütün rüyamı süsledin baba

Canım baba.. Altı evlat büyüttün
Talim verdin,yol gösterdin eğittin
Merhem oldun,canımıza can kattın
Bizi kuş sütüyle besledin baba

Kış kıyamet demez dağlar aşardın
İstikbalim için durmaz koşardın
Namerdin aksine mertçe yaşardın
Her zaman derdime dermandın baba

Yokluğuna alışmak zor baba
Sensizlik acı veriyor baba
Boşluğun dolmuyor baba
Sensiz hiç olmuyor baba

Can baba,kurban baba
Hasretim inan baba
Yaratan yar olsun baba
Kabrine nur dolsun baba... Baba... Baba...

12.12.2002 Horasan
 
Seyyah Saidoğlu
Hastahane içinde
Hastahane içinde
Cadı kazanı.
Kaynar ha baba
Kaynar ha baba
Kaynar ha baba.

Hastahane içinde
Hasret ocağı
Tüter ha baba,
Tüter ha baba,
Tüter ha baba.

Hastahane içinde
Acı çomağı,
Batar ha baba,
Batar ha baba,
Batar ha baba.

Hastahane içinde
Bir günah yumağı,
Allah de baba
Allah de baba
Allah de baba.

Hastahane içinde
Sabır duası, şükür duası
Dile ha baba,
Dile ha baba,
Dile ha baba.

Hastahane içinde
Sen benden dertli, ben senden dertli
Dert çok ha baba,
Dert çok ha baba
Dert çok ha baba.

Hastahane içinde
Bir kimsesizlik, bir yokluk
Tövbe de baba,
Tövbe de baba
Tövbe de baba.

Hastahane içinde
Gözyaşları acı bir çeşme,
Akar ha baba,
Akar ha baba,
Akar ha baba.

Hastahane içinde
Çok deli dumrul eli sopalı.
Sallar ha baba
Sallar ha baba
Sallar ha baba.

Hastahane içinde
Kutlu Ozan'da kalem
Yazar ha baba
Yazar ha baba
Yazar ha baba.
 
Orhan Kutlu
Baba
Sevgisiz çıkarsan hayat yoluna
Dünyada tek başına kalırsın baba
Unutma ki bizler hep biriz
Birlikten güç doğarmış baba

Karanlık yüreğinin efendisi olmuş
Bizi karanlığa neden sokarsın baba
Yüreğin korkuyla beslenir olmuş
Bizi neden korkutursun baba

Neden bu şiddet bu celal
Biz sana ne yaptık ki baba
Her zaman kanımız sana helal
Bizi neden yaraladın ki baba

Bunca yıl umutla bekledik
Umutlarımız acıyla söndü baba
Ufacık gülüşüne bile sevinirdik
Artık bize gülmez oldun baba

Baba şefkati nedir bilmez misin
Bunu neden bize çok görürsün baba
Dayanışma nedir bilmez misin
Neden hiç yanımızda değilsin baba

Baba olmaya hiç çalışmadın
Aldırış bile etmedin baba
Sende alıp başını gidersen bir gün
Kin nefret ayırmasın bizi baba
 
Tanju Göçmen
Oy Baba
Gezerim yalın ayak
Oy baba fakir baba
Yoksulluk biz ne yapak
Vay baba garip baba

Çorap, lastik parası yok
Oy baba işsiz baba
Metelikle arası yok
Ağzında dişsiz baba

Köyünün en fukarası
Oy baba yoksul baba
Ne bağı var ne tarlası
Vay baba yurtsuz baba

Bağırsan kimse duymaz
Oy baba sessiz baba
Dert derde derman olmaz
Mekânsız yersiz baba

Kara kara düşünmekle
Yılların geçti baba
Ecel dediğin sonunda
Seni de seçti baba
 
Murat Demir

ANNE ŞİİRLERİ


-Anneye Özel
Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne
 
Mustafa Çalışkan Manisa
 
Anne Bak Üşüyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Ellerin nerde anne
Yalnız gecelerimde
Sokulduğum göğsün
Ve içimde gülümseyen
Yüzün nerde
Nerde anne
Rüyalarımın en güzel yanı
Yalnızlığım anne
Sensizliğim nerde
Neden ellerin donmuş
Neden gözlerin ölmüş
Fakat sen kimsin
Anne sen kimsin
Anne neredesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Şeker karamela istemiyorum
Çizgi film oyuncak istemiyorum
Anne sana geliyorum
Fakat ellerin donmuş
Fakat gözlerin ölmüş
Anne sen kimsin
Anne nerdesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Korkuyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Bu yaldızlar
Bu yapma kuşlar
Bu yalancı memeler
Bu naylon bebekler
Düşümde bir dağ görüyorum
Üstünde çiçekler
Anne bak ölüyorum
Anne ölüyorum
Anne
Ölüyorum
 
Özlem Özbek
......Anneme
Merhamet dağının zirvesi Anne,
Rahmet pınarının çeşmesi Anne,
Hazreti Ademin zevcesi Anne,
Analar sevgidir, şefkattir Anne.

Dünya meydanına getiren anne,
İnsan şerefine erdiren anne,
Yemeden içmeden yediren anne,
Anne bir merhamet, bir aşktır anne.

Zorluğun çetinini yaşayan anne,
Dokuz ay karnında taşıyan anne,
Evlat için aç-susuz yaşayan anne,
Anne yemesede, yedirir anne,

Yüreği merhamet doludur anne,
Cennete gitmenin yoludur anne,
Melekler içinde bir koldur anne,
Anneler bir başka, melektir anne.

Hakkın var ettiği nimettir anne,
Varlığa iz bırakan rahmettir anne,
Yokluğu her zaman mihnettir anne,
Anne bir bereket, servettir anne.

Cennet esintisi savurur anne,
Evlada yüreğin kavurur anne,
Gün gelir bir yere savrulur anne,
Anne bir imtihan,sırattır anne.

Yeri geldiğinde halayık anne,
En büyük hizmete tek layık anne,
Cennete girmeye helallik anne,
Anne bu ünyada, ahrette anne.

Varmı evladına zülm eden anne,
Gün gelir azar da işiten anne,
Asi evladını gözeten anne,
Anne bağışlayan, kollayan anne.

Evlada bakınca aşıktır anne,
Bebeğe ilaçlı kaşıktır anne,
Gözleri daima yaşlıdır anne,
Anneler bir hüzün, dertlidir anne.

Ayağın bastığın yer cennet anne,
Yuvanın içinde siyanet anne,
Anne bir ikramdır, izzettir anne,
Anneler bir şeref, haysiyet anne,

Analar Amine, Halime anne,
Seninle şükrederim halime anne,
Atila oğlun seni çok seviyor anne,
Kıyamaz evladı zalime anne.
Anne bir mağfiret bir rahmet anne

Şiir. Atila Yalçınkaya 
Anne Nasıl Bir Şey
Ben dünyaya gözlerimi açarken
O dünyaya gözlerini kapamış
Ben anne anne diyerek ağlarken
Onun anneside ona ağlarmış.

Anne dediler anne, baldan tatlı
Anne dediler anne, çok şevkatli
Anne dediler anne, kara bahtlı
Ben annemi, annemi görmedimki.

Koklamadan sevmeden yavrusunu
Canından bir parça can yavrusunu
Belkide çiğerinin yarısını
Beni görmeden gözlerini kapamış.

Anne dediler anne, baldan tatlı
Anne dediler anne, çok şevkatli
Anne dediler anne, kara bahtlı
Ben annemi, annemi görmedimki.

Ben hiç tatmadım anne kokusunu
Hiç bölmedim kimsenin uykusunu
Kendim yaşadım karanlık korkusunu
Ben annemi, annemi görmedimki.

Anne dediler anne, baldan tatlı
Anne dediler anne, çok şevkatli
Anne dediler anne, kara bahtlı
Ben annemi, annemi görmedimki.

Hiç annemi görmediğim halde ben,
Anne anne diye ağlarım neden?
Anne demek nasıl bir şey ki bilmem
Görmeden severmiş her insan, hemen.

Anne dediler anne, baldan tatlı
Anne dediler anne, çok şevkatli
Anne dediler anne, kara bahtlı
Ben annemi, annemi görmedimki.

31 mayıs 2007 cuma lodumlu
 
Mehmet Dumanlı
Yaşamak Güzeldir Anne
Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var
 
Yusuf Hayaloğlu

18 Mayıs 2012 Cuma

BEDİRHAN GÖKÇE ŞİİRLERİ


Anam Gelir
Sakalıma kır düştü,
Söylemeyin anama.
Üzülürde ağlar,
Ağlar sonra, bilirim.

Hepsi hepsi üç tane
Üç tel ne ki sakalda
Üzüldüğüne değmez,
Değmez sonra bilirim.
Gözlerime bir baksın,
Bir baksın anam şöyle.
Derdi gözümden okur,
Okur sonra bilirim

Yine İstanbul anlatırım,
Anlatırım neşeyle.
Neşemde hüzün bulur,
Bulur sonra, bilirim.

Ana bir şey yok derim,
Sen dua et gizlice.
Anam hep dua eder,
Eder sonra bilirim.

Ölüm haberim gelir
Bir gün bir gazetede.
Peşimden anam gelir,
Hemen gelir, bilirim.
 
Bedirhan Gökçe
Dilin Yalan Söylüyor
Tohumdun yüreğimde fidan oldun büyüdün,
Ağaç idin bağımda, çınar oldun yürüdün.

Nasıl söküldün öyle, çatır çatır içimden,
Köklerin yüreğimde kan revan oldu birden.

Çalı çırpı bıraktın giderken yüreğimde,
Hepsi bir kıymık gibi beynimin her yerinde.

Dilin ne derse desin, gözün öyle demiyor,
Seni sevmedim derken, dilin yalan söylüyor.

Burası Ulus parkı, karşımız Anadolu,
Gönlümün öbür yanı ondan böyle sır dolu.

Yalnızım bu şehirde, hem de yapayanlızım,
Boğuluyorum gitme, şair olur bir yanım.

Yok böyle demiştim ben, yanlış anladım hemen,
Bunun hepsi hikaye, baştan komiğiz zaten.

Kendimizi kandırdık, kargalar güler buna,
Birde ciddiye aldık, karganın papuç damda.

Bu koca alemde biz, varla yok arasıyız,
Olmasak da olurdu, varsak yaşamalıyız.

Olmayacak duaya amin demeyelim biz,
Herkes kendi yoluna biz hep böyle gideriz...
 
Bedirhan Gökçe
Dohtor Bey
Verdigin perhize budur gayratım,
Bundan başka uyamayong dohtor bey,
Üç sepet yımırta sabah kahvaltım,
Teker teker sayamayong dohtor bey!

İki leğen pilav bir yayıg ayran,
İster yağlı olsun ister yavan,
Yanına keseyong beş kilo sovan,
Yeyong yeyong doyamayong dohtor bey!

Üç tencere bamya yirim bişince,
Yirmi tas su içip biraz koşunca,
Her yanı sökülür garnım şişince,
Sağlam göynek geyemeyong dohtor bey!

Sinciye acımdan çogtan ölürdüm,
Sağolsun gomşular ediyo yardım,
Bi guzudan fazla yimem söz virdim,
Ayıp olur cayamayong dohtor bey!

Bazı az geliyo beş kasa hurma,
Yedi lahanadan yapıyoz sarma,
Onuda mı yeding deye hiç sorma,
Utaneyong deyemeyong dohtor bey!

Günde iki çuval unum gideyo,
Avradım her sabah ekmek edeyo,
Bir gazan fasille gönül ye deyo,
Artırmaya gıyamayong dohtor bey!

Senede gırk dönüm bostan ekering,
Benden başka kimse yimesing dirim,
Gavını, garpızı gabıglı yirim,
Acelemdeng soyameyong dohtor bey!

Bilmem gara Memmed nereye gider,
Buyumuş gısmatım, buyumuş gader,
Bi günde yediğim işte bu gadar,
Daha fazla yeyemeyong dohtor bey!
 
Bedirhan Gökçe
Eylül
Memleket havalarından bir haber ver,
Eylül yağmuru nasıl düşer toprağa?
Kemah’ın kapalı dar yollarında
Hangi kuş hatıra çizdi dal uçlarına?

Yanıp sönen mavi ışıklarla kaybolan Yusuf
Geri döndü mü yurduna?
Ya Viranşehirli Yakup, Çaykaralı Musa?
Onlarda döndü mü yurduna? ...

Hani sen;
Aşkı bir üveyikten satın almıştın Sadri.
Ne oldu ona?
Bıçak kesmez oldu ağzını...
Susar oldun, yazmaz oldun daha...
Oysa yüreğimizi koymuştuk ortaya.
Hani, taşırdı be usta!

Bak yine bir Eylül havası var Sadri,
İkibin’e doğru 97 Mart’ında.
O gün doğan İsmail bugün delikanlı çağında
İlkbaharda sonbahar, bu nedir usta?

Maltepe cigarasının adı mı var bugün?
Üç bardak çayın hatırımı kaldı?
Tornacının yanında çıraktı dayın,
O günlerden yüzünde eser mi kaldı?
Gel yine bir gurbet türküsü uçuralım.
Munzur’dan İstanbul’a
Fırat’ın suyundan bulgur aşına
Serin göze başından Eylül ayına.
Üç gurbet türküsü tutturalım
Dostluk adına...

Bilirsin sende de bende de
Eylül’ün acı bir tadı vardı.
Şiire Eylül dediysek
Elbet;
Bir maksadı vardı.
Elbet
 
Bedirhan Gökçe
Gitme
Gideceğim diyorsun
Gitme be Ali gitme.
Bu gidiş bitirir tüketir seni,
Hırsla kalkan zararla oturur Ali.
Gel lanet et şeytana gitme,
Gitme be ali

Biz sahil kahvelerin
Romantik havasıyla,
Otantik havasıyla sevdik.
Tavşan kanı çayı,
Titreyen elleriyle sunan
İhtiyar balıkçının
Gülümseyen yüzüyle sevdik.

Sen gideceğim diyorsun,
Gitme be Ali,
Hayallerimiz var,
Geleceğimiz var,
Dualarımız var.
O kızı alacağız Ali,
Hem de istediğin
Bir “ebruli akşamda”,
Sarı saçlarına Ankara’yı takıp
Ver elini İstanbul...

Yine gideceğiz
O sahil kahvesine.
Tavşan kanında çay,
Yosun tadında köy.
Çaydanlıkta demimiz muhabbet,
Şekerimiz sohbetin olacak.
Sonra ijtiyar balıkçı gelecek,
Oturtup ihtiyarı, ona çay ikram edeceğiz.
Ardından uzaklara dalacak gözleri,
Ve hazin hikayesini anlatacak.
Kim bilir belki de
Hikayesi sana benzeyecek,
Sonu “yanlıştı” diye bilecek...

Gitme be Ali gitme.
Bak bana şiir yazdırdın.
Gel yine hayallere dalalım,
Düşüp sokaklara, sürüyelim Ankara’yı.
Tamam mı Ali, tamam mı?
At şu paltoyu,
Çaylar iki oldu Kerim!
Çaylar iki oldu.
Çankaya 1996
 
Bedirhan Gökçe

UĞUR ASLAN ŞİİRLERİ


Adı Mehmet
Adı Mehmet...
Kara kıtanın kara gözlü, zayıf yüzlü çocuğu.
Göz kapaklarında güneş ve çapakları çöl sarısı.
Çaresizliğin girdabında.
Kelebek renkli yüzünün yorgun yarısı.

Adı Mehmet...
Bir halkın hikayesi yani.
Yeni günün solduğu beldeye, asırlar öncesinin bir yolculuk efsanesi.
Bir halkın ismi yani.
Kaderden ötesi olmayan.

Adı Mehmet...
Kimseden medet ummayan.
Aç karınlı, hasta yüzlü ama tok gözlü.
Öylece duran ve sabreden.
Uzaktan gelen yolcuları ağırladığı günkü gibi.
Necaşi gibi, Habeşi gibi.
Doğru, dürüst, iyi, insan yani...

Adı Mehmet...
Bir umudun ismi.
Çöle yağmur yağdığı günün.
Karnının doyduğu günün.
Öldüğü günün.
Ve üstünde çiçekler açabilen bir mezara gömüldüğü günün ismi yani.

Adı Mehmet...
Kimse tanımaz, kimse bilmez.
Kara gözleri gülmez.
Dünyanın gözü kör olmuş sanki.
Kimse onları görmez.

Adı Mehmet...
Kim duyar ki; Dudağında bir feryat! !
Savaşmak dudurken yani,
Mehmet'i kim dinler ki?
Açlığı kim dinler ki?
Adı mehmet...
Hastalığın gözlerindeki buğusu.
Açlığın kokusu.
Ve ölümün korkusu.
Bir kum fırtınası uğultusu.
Ağlayan bir bebek sesi.
Ve zayıf dizlerin yağmursuz çöllerdeki izi.
Söyle dünya insanların kaç kişi?
Kaçı sağır, kaçı kör, kaçı arsız, kaçı erkek, kaçı dişi?
Açlıktan ölmek kaldımı be şimdi?
Söyle dünya insanlık kimin işi? .....
 
Uğur Arslan
Seni Yağmurdan Sonra Seveceğim
Şimdi git..
Say ki, seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik.. Say ki, gece mektuplarını, en güzel aşk şiirlerini beraber ezberlemedik..
Say ki, sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber beklemedik..
Sen git..
Ben gelemem bu yürekle..
Ya da kal..
Eylül yağmurlarını bekle..

Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Saçlarıma ak düşmemiş halimle..
Sen yaşlardayken..
Onsekizimde, yirmimde..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle..
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Aşksız geçen onca yılı yakacağım..
Sevda alevinde kendi ellerimle...

Şimdi git..
Say ki, seninle sahildeki çardakta hiç dondurma yemedik..
Say ki, oturup konuştuğun yaşlı ve yabancı bir adamdı..
Ve sevdadan hiç söz etmedik..
Say ki, hiç gülmedik..
Aynı şeyleri sevmedik..
Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kimse bilmeyecek, herkesten gizleyeceğim..
Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada..
Seninle gökkuşağının altından geçeceğim..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim..
Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak..
Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim..
Ben seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve bir gün ölürsem yeşil gözlerinde öleceğim.....
 
Uğur Arslan
Gözlerin
Ve gözlerin aklıma gelir
Ve sözlerin
Gidişin gitmiyor gözümün önünden
Ve izleri derin

İlk değilsin bu senin bildiğin
Ve yine biliyorsun sen en son sevdiğim

Şimdi uzaklardasın
Ben çamlar arasında bir hastane odasında
Ciğerimde bir ince hastalık
İçimde kapanmak bilmeyen bir yara
Ve elimde sanki inadına bir sigara
Biliyorum dönmeyeceksin
Hatta arkana bile bakmaksızın
Gün gelir belki bir yuva kurarsın
Oğlun olursa benim adımı koyar mısın?

Gittin
Dağ gibi sevdamı devirip ardında
Gittin
Allahaısmarladık bile demedin
Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde
şarkıyı bir daha hiç söyleyemedim
Şimdi elimde bir bardak çay
Ve dudağımda buruk tebessüm
Kendi kendimi üzmemeye söz verdim
Ve ben seni hayatımın bir musalla taşının
en yakın yerinde sevdim
 
Uğur Arslan
Bir Çiçek Aldım
Dün gece yine yalnızdım
Sokağa çıktım
Ve kendime bir çiçek aldım
Kendim almamış gibi yürüdüm sokaklarda
Ve yalnız değilmişim gibi düşündüm
Ama her gece gibi
Dün gece de yalnızdım
Ve kendime bir çiçek aldım
Bir saat geri alınmış saatler
Ben geri almadım
Ve bir saat daha yalnız kalmadım
Bir masaya oturdum
İki çay ısmarladım
Ben içtim
sen soğuttun
sana söyleyeceğim her şeyi yuttum
çok dert etmedim
çünkü yoktun
dün gece yine yalnızdım
rahat ağladım
yokluğundan gizlemedim gözyaşlarımı
ve lambaları hiç karartmadım
dün gece
her gece gibi yalnızdım
sokağa çıktım
ve kendime bir çiçek aldım
sen sandım
Koklamadım
 
Uğur Arslan

CAN YÜCEL ŞİİRLERİ


Yeşil Şiir

Baktıkça çoğalır yıldızlar gecede
Parmaklarınla sayılmaz;
Kimi duyulur, kimi duyulmaz,
Dinledikçe çoğalır gecede,
Sesler gelir,
Ya hızlıdan, ya yavaştan.
Her şey kendi dilince konuşur;
Karanlık örtse de üstünü
Gecede devam eder renk renk
Ağacın dalında, rüzgarda;
Her şey kendi rengince konuşur.
Gözlerini kapatır beklerdi;
Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,
Beklerdi işitinceye dek
Ağacın dalında, rüzgarda;
Yeşili duydu mu uyurdu
Rüyasında…

Yangın Var

Aslı mı? Belki.
Odalık mı? Asla!
Ne Matisse’den ne de Çırağan Sarayından!
Bir sobaydı Allah tarafından o deli hatun
Upuzun saçlarıyla bir demir-döküm…
Yaktıkça kendini nefsinle nefesimle
Yandıkça duşistandan düşürdüğüm odun
Isınırdı oda, ısınırdı ev, ısınırdı acun
O da, ben de, yan yana ve yana yana
Sevişerek ölmeyi öğrendik sonunda
Ondan şimdi böyle Ortalık duman
Baksana baharlar yağıyor üstümüze ağaçlardan
Aslı varsa onun
Ki kerem edin ki var
O sobaysa
Ben de ona yangınım yangın

Yaşasın Cumhuriyet

Gölköy adında bir yer varmış Gelibolu’da
Televizyonda gösterdiler geçen gün.
Gelenek edinmiş köy halkı,
“Ben kendimi bildim bileli bu böyledir”
Diyor muhtar:
29 Ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını…
Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
Kirvesi tutmuş kolundan
Yatırdılar bir kamp yatağına,
Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
Elinde bıçağıyla,
Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
“Yaşasın Cumhuriyet” diye
Bunun üzerine de ekran karardı
Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumumuzun
Sade küçüklerin değil, büyüklerimizin de
Düştüğü bir tarihsel yanılgı
Çünkü sünnet değil, farzdır Cumhuriyet